

NoRtH57
Sysop
Üyelik Tarihi 14-12-2018
Toplam Mesajlar496
Toplam Beğeni8,765
Cinsiyet(belirtilmedi)
Üyelik Tarihi 14-12-2018
Toplam Mesajlar496
Toplam Beğeni8,765
Cinsiyet(belirtilmedi)
Türk’ün Töresi var iken, Türk yurdunda Arap’ın şeriatı ile işimiz nedir? Şaşırıyorum bazen ne tartışıyor bizim memleket diye.
Hatırlatayım, Türk Töresi, Türk Kağanı da dahil olacak şekilde tüm toplumu kapsayan ve mutlak suretle uyulması gereken hukuk kurallarıdır. Türk Töresinde hukuki törenin yanı sıra dini ve ahlaki töreler de mevcuttur. Bu kurallar bütününden oluşan Töreye herkes riayet eder ve toplum bu hukuk kuralları üzere yaşar.
Türk/Törük kelimesinin manasını Kaşgarlı Mahmut’un Divan-ı Lügat-it-Türk eserindeki anlatımlarından çıkarımla “töre sahibi olan ya da töreye bağlı olan” olarak anlayabiliriz.
Kutadgu-Bilig'de törenin değişmez ilkeleri dört tanedir. Bunlar sırasıyla Könilik (adalet), Uzluk (iyilik, faydalılık), Tuzluk-Tüzlük (eşitlik) ve Kişilik (insanlık). Bu ilkeler çerçevesinde adalet, törenin doğru ve tarafsız bir şekilde uygulanmasıdır. Töre üç kaynaktan neşet etmiştir; Halk, Kurultay ve Hakan/Han.
Kutadgu Bilig’de hukukun önemi ile ilgili şu sözler yer almaktadır: “Beyler, memleketi tanzim ve idare etmek, halkı düzene sokmak için atanmışlardır.” “Ey hükümdar! Sen bugün bir hekimsin, halkın ise sana muhtaç olmanın hastasıdır.” “Eğer sen bunlara ilâç vererek tedavi etmezsen, halk için bir hayat felâketi olursun.” “Tanrı bunu yarın sana sorar; orada kendini kurtaracak cevabı hazırla.” “Sen her vakit doğrulukla hükmet, beylik kanun (töre) ile ayakta durur.” “Ey Bey! Gücün yettiği kadar kanunu tatbik et ve halkın hakkını vermeye çalış.” “Benim bu kanunum hangi memlekete erişirse, o memleket – baştan başa taşlık ve kayalık dahi olsa – hep düzene girer.” “Kanun sudur, akarsa nimet yetişir. Ey hakim! Memlekette uzun müddet hüküm sürmek istersen, kanunu doğru yürütmeli ve halkı korumalısın. Kanun ile ülke genişler ve dünya düzene girer.”
Şeriat nedir peki? Şeriat dediğimiz mevzuu Arap toplumlarının İslamiyet öncesinde de kullandıkları toplumsal hukuk kurallarıdır. Yönetici kesime göre içeriği değişkendir. İslamiyet sonrasında fıkıh ile şeriat eş tutulmuştur, İslam hukuku ile aynı anlama gelir.
Eğer uluslararası hukuk sisteminden çıkılması planlanıyorsa; bizim memleket Arap yurdu değil Türk yurdu ise şeriatten ziyade Töre istenmesi makbuldür, yok eğer bizim memleket Türk yurdu değil Arap yurdu ise tabii ki şeriat istenmesi normaldir. Bildiğim kadarıyla bir Arap devleti ya da İslam devleti değildir Türkiye. Burası halkın çoğunluğu Müslüman olan bir Türk memleketidir. Dünyada Hristiyan Araplar da var, gnostik Araplar da. Hiç duymadım mesela Arap dediğin Müslüman olur diye bir şey. Ama bizden birileri çıkıp bizim için diyor ki; Türk dediğin Müslüman olur. Saçmalık. Kardeş bizde küffar değiliz de, Hristiyan Gagavuz Türkleri ne olacak, yurt topraklarımız Asya'da yaşayan Tengrici Türkler ne olacak, Maniheist Türkler var mesela onlar ne olacak, ya da bir inanca sahip olmayan Türkler ne olacak.
Hadi diyelim ki Türk Müslümandır, Müslüman değilse Türk değildir. Nedir peki? Post mudur bu Türklük, Ziya Gökalp’in dediği gibi üzerimizden çıkarıp atalım. Yani demem o dur ki Türk önce Türk’tür. Diğer eklemelerin manası Türk kadar derin ve kadim değildir. İnanç konusunda ise özgürdür. Burada bahsetmek gerekir diye düşünüyorum. Türkiye'de doğan yaşayan kimliğini taşıyan halka da Türkiyeli değil Türk denir. Türk kimliği etnik köken olarak kullanılabilen bir kimlik olsa da üst kimlik olarak halkın bütününü anlatır. Etnik kökeni farklı olan Türk vatandaşlarımız yok mudur, vardır. Buna karşı saygımızda tamdır.
Kazım Mirşan'ın Hulki Cevizoğlu ile sohbetlerinin arasından seçebildiğimiz; "Tarihi bulgularla Türkçe'nin kökeni 16.000 yıl önceye gidiyor, Latin Alfabesinin temelinde Türkçe yatıyor. Türkçe'nin olduğu yerde Türk, Türk'ün olduğu yerde Töre vardır."
Uzun uzun anlatmayayım Türk Töresinin ne kadar güzel olduğunu. Ya da Arap şeriatinin içerdiği konuları. Gidin biraz araştırın bakalım hangisi dünyanın genelinde kabul görmüş uluslararası hukuk ve etik kurallarına daha yakın.
Bu "soytarıca" yeni girişimleri bir kenara bırakalım. Laik demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti'nde bugün bahsi açılması lüzumsuz olan Türk mü ya da Türkiyeli mi, ya da hukuk mu yoksa şeriat mı gibi tartışmalar memleketin problemi değildir. Memleket istila edilirken, Türk yurdu saçma sapan bir dolu ne idüğü belirsiz mülteci tarafından istila edilirken ilk olarak bu sorunun çözülmesi lazımdır.


"Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur."
ATATÜRK

#1
01-07-2024 14:05
Aşağıdaki üyelerimiz bu güzel mesaj için teşekkür ediyor;
Blazer ve birisi71 teşekkür etti.