NoRtH57
Sysop
Üyelik Tarihi 14-12-2018
Toplam Mesajlar459
Toplam Beğeni6,583
Cinsiyet(belirtilmedi)
Üyelik Tarihi 14-12-2018
Toplam Mesajlar459
Toplam Beğeni6,583
Cinsiyet(belirtilmedi)
Narin Güran'ın ölümüne ilişkin gelişmeler hız kesmeden devam ediyor. Cesedi sakladığını itiraf eden şüphelinin ifadeleri kamuoyunu sarsarken, tutuklu amca Salim Güran’ın mahkemede verdiği ifadenin tam metni ortaya çıktı. Salim Güran, mahkemedeki ifadesinde, Narin’i öldürmediğini iddia ederek olaydan akşam saat 20.00 civarında haberdar olduğunu öne sürdü.
Salim Güran’ın jandarmadaki ilk ifadesinden bazı bölümler daha önce basına yansımıştı.
Habertürk'te yer alan habere göre, Güran mahkemede sorgusunda, "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "çocuğu kasten öldürme" suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı. Ancak mahkemedeki ifadesinde, savcılık ve kolluk kuvvetlerindeki beyanlarını uykusuz ve aç olduğu için hatırlamadığını belirterek, kullandığı telefon hattı ve araçlarla ilgili detaylar verdi. Olay günü Narin'i görmediğini söyleyen amca, en son yeğenini birkaç gün önce bir nişanda gördüğünü ve olay günü tarlada çalıştığını iddia etti.
O gün muhtarlık işleriyle ilgilenmediğini belirten Salim Güran, sabah erken saatlerde tarlaya gittiğini, burada mısır tarlasında çalıştığını ve yanında bazı köylüler olduğunu dile getirdi. Ardından, kahvaltı yapmak için tarladan ayrıldığını, kuzeninden malzeme aldığını ve tekrar tarlaya döndüğünü anlattı. Salim Güran, öğle saatlerinde şehir merkezine gidip yakıt aldığını ve ardından köye dönüp ailesini eve bıraktığını ifade etti. Köyde elektrik arızasıyla ilgilenen kişilere yardım ettiğini ve pamuk tarlasındaki durumu kontrol ettiğini söyledi.
“Daha sonra sabah 10:00 civarı eve gelip ailemi alıp şehir merkezine Cezaevi semtinde sağlık ocağı ve bir kıyafet alışverişi yapılan yere götürdüm. Öğleden sonra dönüşte Diyarbakır girişindeki polis noktasının karşısında bulunan Opet'ten 400 TL karşılığında yakıt aldım. Fiş alıp almadığımı hatırlamıyorum, almışsam arabadadır. Köye gittik, çocukları bıraktım, tarlaya gittik. Gittiğimde elektrikçiler tarlada elektrik arızası olduğu için gelmişlerdi. Onlar trafo ile uğraşırken pamukta kurt olduğunu gördüm. Amcamın oğlunu bu konuda uyardım, bu görüşmeler saat 16:00 civarıydı. Elektrikçiler uzun bir sırık ihtiyacı olduğunu söyledi. Mehmet Selim Atasoy'un iki kızını babaları motosikletle eve götürecekti. Ben izin vermedim, arabayla götürdüm.” Anlatımları çelişkili bulundu Anlatımları çelişki bulan mahkemenin sorusu üzerine Salim Güran şöyle devam etti: “Ben Mehmet Selim Atasoy'un kızlarını olay günü köye götürdüm. Olaydan 2 gün önce götürmedim. Çocukları eve götürdüğümde çocukların annesi bize soğuk su verdi; içtik. Ramazan Atasoy ile birlikte saat 16:30-17:00 civarı köye tarlaya döndük. Oradan çiftliğe gittik. Hayvan pisliğinden dolayı fıskiyeler tıkanmıştı. Çalışanı Mahfuz'dur, Mahfuz bu tıkanıklığın bir kısmını hallettiğini söyledi. Kalan kısmı için de bir kazma bir kürek getirdi. Güneş batmadan önceye kadar tarlada birlikte çalıştık.”
“Kızım aradı 'Narin kayıp' dedi”
“Saat 20:00 sıralarında tarlada ben, Mehmet Selim Atasoy ve oğulları çalışırken kızım Gizem beni aradı ve Narin'in kayıp olduğunu söyledi. Ben de Mehmet Selim'e durumu anlatıp gideceğimi söyledim. Daha sonra ben ve Mehmet Selim köye gittik. Olay günü saat 18:00-20:00 arasında Hüseyin Güran isimli amcamın yanına hoş geldine gittim. Kendisi Mersin'den gelmişti. Amcamın yanında çok kalmadım. Ben oradayken Mehmet Selim Atasoy beni arayıp şüpheli bir aracın gidip geldiğini söyledi. Ben de bu aracın yanına gittim, yanlarına vardığımda eski muhtar Mehmet Sad Karaçoşan'ın torunlarının araba öğrenmek için araba kullandıklarını gördüm.
Oradan ayrılıp Mehmet Selim Atasoy'un yanına gittim. Az önce de dediğim gibi kızım Gizem'in araması üzerine Mehmet Selim ile birlikte köye gittik. Köye gittiğimizde bir kalabalık toplanmıştı. Jandarma Başçavuş 'unu aradım. Kendisi bana ekip göndereceğini söyledi. Jandarma erken geldi, gelinceye kadar okul anahtarını getirip kameraya baktık. Daha sonra gözaltına alındığım güne kadar arama çalışmalarına katıldım.
Olay günü telefonda görüştüğüm kişiler şunlardır: Kurtuluş Güran, S. Kaçar, Mehmet Selim Atasoy, Ramazan Atasoy, Mehmet Şerif Güran, Ersin Karadaş, Gizem Güran, Devran Güran isimli şahıslarla görüştüm, hatırladıklarım bunlardır.
Narin'in annesi Yüksel, babamın anlattığına göre dayı tarafımız olurlar. Şahsın telefonu rehberimde kayıtlı değildir. Yüksel ile herhangi bir ilişkim bulunmamaktaydı. Narin kardeşim Arif'in kızıdır. Narin isimli çocuğa herhangi birinin fiziki (cinsel) saldırıda bulunup bulunmadığını bilmiyorum ancak öyle bir şey tahminimce olmamıştır.
Ailede muhtar olduğum için ve işlerle iyi ilgilendiğim için ailenin, ekonomik ve idari işlerini ben yaparım. Kimseden alacağım yoktur, kimseye de borcum yoktur. Kardeşim Arif'ten de alacağım ve borcum bulunmamaktadır. Olaydan 10-15 gün önce telefonuma ses kayıt programını indirdim. Konuştuğum şeyleri daha sonra hatırlamak için bu programı indirdim. Ben ses kayıtlarını silmedim ancak olay günü yaptığım arama kayıtlarını sildim. Olay akşamı kardeşim Arif'in ahırında 380 mermi yakalandı, bana bunu haber verdiler. Kayıtları silmekle kötü yapmışım.
“Narin’i ben öldürmedim”
Bizim ailede herkes herkesin arabasına biner. Bu sebeple Narin benim kullandığım araca binmiş olabilir. DNA bu şekilde çıkmış olabilir. Sadece benim aracımda çıkmış olması sebebi benim aracımın tüm kardeşlerim tarafından ortak kullanılması olabilir. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Kayıp olan Narin'i ben kaçırmadım veya öldürmedim. Bu olay sebebiyle kimseden şüphelenmiyorum. Olayı kimin yaptığını da bilmiyorum. Ekleyeceğim başka bir husus bulunmamaktadır. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmayı, Hakimliğiniz aksi kanaatte ise adli kontrol hükümler uygulanarak serbest bırakılmayı talep ederim.”
"Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur."
ATATÜRK
#1
11-09-2024 13:51