3 Temmuz 2011’in üzerinden geçen 14. yıl olan BUGÜN,
FETÖ gölgesine gizlenmiş, Fenerbahçe karşısında yerle yeksan olmuş polis, savcı ve medya mensuplarının kumpasının değil; Fenerbahçe’nin, Başkanıyla, yöneticileriyle, camiasıyla dik duruşunun yıl dönümü!
Karanlık güçlerin alçak saldırılarının değil; Fenerbahçe’nin milyonlarca taraftarıyla kenetlenmesinin yıl dönümü!
Fenerbahçe’nin alın terine göz dikenlerin değil; kadınıyla çocuğuyla genciyle yaşlısıyla Fenerbahçe’nin emeklerine sonuna kadar sahip çıkanların yıl dönümü!
Ve bugün, Fenerbahçe’nin sadece sahalardaki salonlardaki mücadelesi ile değil; ülkesini tehdit edenlere karşı dik duruşuyla da “dünyanın en büyük spor kulübü” olduğunun kanıtı!
3 Temmuz 2011’in yıldönümünde, bir kez daha vurguluyoruz ki;
Biz ilk gün olduğumuz yerde, gururla, dimdik duruyor; ülkemize hizmet ediyor, milletimize katma değer yaratıyor, gençlere yuva, bayrağımıza nefer, geleceğe fener oluyoruz...
Fenerbahçe Spor Kulübü olarak bu karanlık yapıya karşı tavrımızın net ve değişmez olduğunu, bu yapının izlerini taşıyanlarla mücadelemizin bitmeyeceğini açıklıyoruz.
"Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur."