ipekd941
Engellendi.
Üyelik Tarihi 27-09-2021
Toplam Mesajlar278
Toplam Beğeni166
CinsiyetBayan
Üyelik Tarihi 27-09-2021
Toplam Mesajlar278
Toplam Beğeni166
CinsiyetBayan
1960'lı yıllara damga vuran The Beatles grubu, kendilerine özel tarzı sayesinde oldukça kısa bir sürede popüler olmayı başardı. The Beatles üyeleri, henüz daha genç yaşta kurdukları bu grup ile yalnızca birkaç yılda turne bile yapmaya başladılar. Sizler için oldukça şaşıracağınız The Beatles hakkında ilginç bilgileri bir araya topladık.
1960’lı yılların başlarında kurulan efsanevi müzik grubu The Beatles, yirminci yüzyılın en popüler müzik gruplarından bir tanesiydi. The Beatles grubu, rock kategorisinde ürettiği müzikleri ile satış rekorları kırmayı başarmış, söyledikleri elliden fazla şarkı ile billboard listelerinde yer almayı oldukça hızlı başarmış müzik gruplarından bir tanesi. Mutlaka bir şarkısını dinlediğiniz ve anlık olarak Spotify’da aylık 26 milyon dinleme sayısına sahip The Beatles grubu hakkında daha önce duymadığınız onlarca bilgi bulunuyor.
The Beatles üyeleri, bu zamana kadar oldukça uzun bir yoldan geçtiler. 1960 yılında kurulan The Beatles, oldukça kısa bir sürede ünlenerek dünya genelinde dinlenmeye başladı. 1960’lı yılların başlarında henüz daha yeni ortaya çıkmasına rağmen Amerika Birleşik Devletleri’nde turneler bile düzenliyorlardı.
Dilerseniz lafı hiç uzatmadan The Beatles hakkında ilginç bilgiler listemize geçelim.
The Beatles hakkında ilginç bilgiler:
The Beatles isminin ilhamı Buddy Holly ve The Crickets’ten geldi
Grup ilk kurulduğunda, grup üyelerinin ciddi anlamda Buddy Holly ve The Crickets hayranlığı vardı. Ayrıca, grubun gitaristi John Lennon punları da sevdiği için, “Beetles”ın yazılışını “Beatles” olarak değiştirdi. Daha sonrasında ise efsanevi grup The Beatles ortaya çıktı.
John Lennon’un babası, oğlu ünlü olduğunda ortaya çıktı
John Lennon, çocukluğunda teyzesi tarafından büyütüldü. Babası Alfred Lennon, John’un gençliğinde deniz tüccarıydı. John Lennon’un babasız bir çocukluk geçirmesine neden olan Alfred Lennon, The Beatles grubu patladığında oğlu ile tekrardan iletişim kurmak istedi. Ayrıca, oğlunun onu daha hızlı fark etmesi için Fab Four’un şöhretinden yararlanarak bir şarkı ortaya çıkardı.
Paul McCartney ve Ringo Starr’ın görevini başkaları üstleniyordu
Ritim bölümünü, grubun en başlarında Paul McCartney ve Ringo Starr üstlenmiyordu. 1960’lı yılların başında, grup ilk kurulduğunda bas gitar görevini John Lennon’un sanat okulundan arkadaşı Stu Sutchliffe üstleniyordu. Bu süreçte McCartney ritim gitara bağlı devam ediyordu. Daha sonrasında ise Stuchliffe bir süre sonra gruptan ayrıldı ve yirmili yaşlarında beyin kanaması dolayısıyla hayatını kaybetti. Grubun orijinal davulcusu ise Pete Best adlı birisiydi. Grup, ilk plak sözleşmesini imzaladığında ise Ringo Starr yerine geldi.
John Lennon’un kahramanı Evlis Presley’di
John Lennon, o dönemler popüler şarkıcı Elvis Presley’e büyük bir hayranlık duyuyordu. Amerikalı sanatçı Presley, Lennon’un magazin dünyasında büyük bir kariyer yapmasındaki nedenlerin en başında geliyordu. Lennon, saçlarını aynı Elvis Presley gibi tarar, onun gibi giyinerek aynı tarzda olmaya çalıştı.
The Beatles grubu ünlü olduktan sonra, grubun menajeri Elvis Presley ile tanışmalarını sağladı. Grup, ilk kez Elvis Presley ile bir toplantı gerçekleştirdi. John Lennon, bu toplantıda oldukça büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Çünkü büyük bir hayranlık beslediği Elvis Presley, The Beatles grubuyla ilgilenmemişti bile.
Grubun Carnegie Hall korkusu
The Beatles, ünlü olduktan sonra Amerika Birleşik Devletleri’nde turneler yapmaya başladı. The Beatles’in çıktığı her sahnede Beatlemania da ortaya çıktı. Grup, New York’ta bulunan Carnegie Hall’da çalmak istediklerinde, izleyicilerin rock and roll’dan anlamayan bir grup yaşlı insan olmasından oldukça korkuyorlardı. Çünkü Cargegie Hall, daha çok yaş ortalaması yüksek insanların tercih ettiği bir sahneydi. Ama neyse ki bu korktukları gibi olmadı. Grup sahneye çıktığında, Carneige Hall’in yine sahip oldukları kitle ile dolup taştığını gördüler.
The Beatles’in yapımcısı gerçek bir rock and roller değildi
Gelelim The Beatles’in yapımcısı olan George Martin’e. Martin, The Beatles’in pop sound tarafında oldukça başarılı bir etki yaratmayı başarmıştı. Ama yine de The Beatles kadar rock and roll’a yatkın değildi. George Martin, kariyeri boyunca birçok müzik türüne yapımcılık yapmış, çalışmalarına ise klasik müzik sevgisiyle girmişti. Üstelik, Martin’in birincil enstrümanı ise piyanoydu.
Grup Amerika Birleşik Devletleri’nde bu kadar popüler olacağını beklemiyordu
The Beatles, hiç beklemedikleri kadar kısa bir sürede ünlenmeyi başardı. New York’taki Ev Sullivan şovunda oldukça yüksek bir televizyon hiti kazanmayı başardılar. Grup, Amerikan Pop müziğini oldukça beğenmişti ama Amerikalıların henüz yabancı bir grubu beğenip beğenmeyeceklerinden emin değillerdi. Ama bu kadar şüphelerine rağmen, The Beatles Amerika’da oldukça fazla sevildi.
The Beatles, büyük bir plak şirketiyle anlaşma sağlayana kadar çok zorlandı
O dönemler The Beatles’in menajerliğini üstlenen Brian Epstein, grubun çok büyük bir plak şirketiyle anlaşma sağlayabilmesi için oldukça uğraştı. Epstein, oldukça potansiyeli yüksek bir menajerdi ve The Beatles grubuna oldukça güveniyordu. Ama elbette, büyük plak şirketleriyle anlaşma sağlamak ise hiç kolay değildi. En sonunda ise EMI ile The Beatles arasında bir plak sözleşmesi imzalandı.
John Lennon, bir filmde yer aldı
The Beatles, dönemin popüler müzik gruplarından birisi haline gelmişken John Lennon, The Rolling Stones Rock And Roll Circus filminde Keith Richards, Eric Clapton ve Mitch Mitchell gibi isimlerle rol alma şansını yakaladı.
Ringo Starr inanılmaz bir davul performansı sergiliyordu
The Beatles grubunun EMI ile yaptığı antlaşma sonrasında, kayıtların notalarına bakıldığında Ringo Starr’ın ortaya çıkardığı efsanevi performanslar görülüyor. Ringo Starr, oldukça fazla baskı altında olmasına rağmen efsanevi performanslar göstermeyi başarabiliyordu. Ringo Starr, stüdyoda adeta bir zirveyi temsil ediyordu.
The Beatles’in tarzını başlangıçta kimse anlayamadı
1960’ların başlarında, The Beatles üyeleri sahnede takım elbiseler giyiyordu. Bununla birlikte röportajlarda ise neşeli hareketleri ve beyaz stilleriyle biliniyorlardı. Ama Liverpool ve Hamburg’daki çeşitli mekanlarda sahne alan grup, çok daha farklı bir görünüme sahipti. O dönemler kot pantolon, kovboy çizmeleri ve deri ceketler giyerek rock and roll’u yaşatmaya çalışan grup, sahnedeyken yemek yemeyi oldukça seviyordu.
Kaynak
1960’lı yılların başlarında kurulan efsanevi müzik grubu The Beatles, yirminci yüzyılın en popüler müzik gruplarından bir tanesiydi. The Beatles grubu, rock kategorisinde ürettiği müzikleri ile satış rekorları kırmayı başarmış, söyledikleri elliden fazla şarkı ile billboard listelerinde yer almayı oldukça hızlı başarmış müzik gruplarından bir tanesi. Mutlaka bir şarkısını dinlediğiniz ve anlık olarak Spotify’da aylık 26 milyon dinleme sayısına sahip The Beatles grubu hakkında daha önce duymadığınız onlarca bilgi bulunuyor.
The Beatles üyeleri, bu zamana kadar oldukça uzun bir yoldan geçtiler. 1960 yılında kurulan The Beatles, oldukça kısa bir sürede ünlenerek dünya genelinde dinlenmeye başladı. 1960’lı yılların başlarında henüz daha yeni ortaya çıkmasına rağmen Amerika Birleşik Devletleri’nde turneler bile düzenliyorlardı.
Dilerseniz lafı hiç uzatmadan The Beatles hakkında ilginç bilgiler listemize geçelim.
The Beatles hakkında ilginç bilgiler:
The Beatles isminin ilhamı Buddy Holly ve The Crickets’ten geldi
Grup ilk kurulduğunda, grup üyelerinin ciddi anlamda Buddy Holly ve The Crickets hayranlığı vardı. Ayrıca, grubun gitaristi John Lennon punları da sevdiği için, “Beetles”ın yazılışını “Beatles” olarak değiştirdi. Daha sonrasında ise efsanevi grup The Beatles ortaya çıktı.
John Lennon’un babası, oğlu ünlü olduğunda ortaya çıktı
John Lennon, çocukluğunda teyzesi tarafından büyütüldü. Babası Alfred Lennon, John’un gençliğinde deniz tüccarıydı. John Lennon’un babasız bir çocukluk geçirmesine neden olan Alfred Lennon, The Beatles grubu patladığında oğlu ile tekrardan iletişim kurmak istedi. Ayrıca, oğlunun onu daha hızlı fark etmesi için Fab Four’un şöhretinden yararlanarak bir şarkı ortaya çıkardı.
Paul McCartney ve Ringo Starr’ın görevini başkaları üstleniyordu
Ritim bölümünü, grubun en başlarında Paul McCartney ve Ringo Starr üstlenmiyordu. 1960’lı yılların başında, grup ilk kurulduğunda bas gitar görevini John Lennon’un sanat okulundan arkadaşı Stu Sutchliffe üstleniyordu. Bu süreçte McCartney ritim gitara bağlı devam ediyordu. Daha sonrasında ise Stuchliffe bir süre sonra gruptan ayrıldı ve yirmili yaşlarında beyin kanaması dolayısıyla hayatını kaybetti. Grubun orijinal davulcusu ise Pete Best adlı birisiydi. Grup, ilk plak sözleşmesini imzaladığında ise Ringo Starr yerine geldi.
John Lennon’un kahramanı Evlis Presley’di
John Lennon, o dönemler popüler şarkıcı Elvis Presley’e büyük bir hayranlık duyuyordu. Amerikalı sanatçı Presley, Lennon’un magazin dünyasında büyük bir kariyer yapmasındaki nedenlerin en başında geliyordu. Lennon, saçlarını aynı Elvis Presley gibi tarar, onun gibi giyinerek aynı tarzda olmaya çalıştı.
The Beatles grubu ünlü olduktan sonra, grubun menajeri Elvis Presley ile tanışmalarını sağladı. Grup, ilk kez Elvis Presley ile bir toplantı gerçekleştirdi. John Lennon, bu toplantıda oldukça büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Çünkü büyük bir hayranlık beslediği Elvis Presley, The Beatles grubuyla ilgilenmemişti bile.
Grubun Carnegie Hall korkusu
The Beatles, ünlü olduktan sonra Amerika Birleşik Devletleri’nde turneler yapmaya başladı. The Beatles’in çıktığı her sahnede Beatlemania da ortaya çıktı. Grup, New York’ta bulunan Carnegie Hall’da çalmak istediklerinde, izleyicilerin rock and roll’dan anlamayan bir grup yaşlı insan olmasından oldukça korkuyorlardı. Çünkü Cargegie Hall, daha çok yaş ortalaması yüksek insanların tercih ettiği bir sahneydi. Ama neyse ki bu korktukları gibi olmadı. Grup sahneye çıktığında, Carneige Hall’in yine sahip oldukları kitle ile dolup taştığını gördüler.
The Beatles’in yapımcısı gerçek bir rock and roller değildi
Gelelim The Beatles’in yapımcısı olan George Martin’e. Martin, The Beatles’in pop sound tarafında oldukça başarılı bir etki yaratmayı başarmıştı. Ama yine de The Beatles kadar rock and roll’a yatkın değildi. George Martin, kariyeri boyunca birçok müzik türüne yapımcılık yapmış, çalışmalarına ise klasik müzik sevgisiyle girmişti. Üstelik, Martin’in birincil enstrümanı ise piyanoydu.
Grup Amerika Birleşik Devletleri’nde bu kadar popüler olacağını beklemiyordu
The Beatles, hiç beklemedikleri kadar kısa bir sürede ünlenmeyi başardı. New York’taki Ev Sullivan şovunda oldukça yüksek bir televizyon hiti kazanmayı başardılar. Grup, Amerikan Pop müziğini oldukça beğenmişti ama Amerikalıların henüz yabancı bir grubu beğenip beğenmeyeceklerinden emin değillerdi. Ama bu kadar şüphelerine rağmen, The Beatles Amerika’da oldukça fazla sevildi.
The Beatles, büyük bir plak şirketiyle anlaşma sağlayana kadar çok zorlandı
O dönemler The Beatles’in menajerliğini üstlenen Brian Epstein, grubun çok büyük bir plak şirketiyle anlaşma sağlayabilmesi için oldukça uğraştı. Epstein, oldukça potansiyeli yüksek bir menajerdi ve The Beatles grubuna oldukça güveniyordu. Ama elbette, büyük plak şirketleriyle anlaşma sağlamak ise hiç kolay değildi. En sonunda ise EMI ile The Beatles arasında bir plak sözleşmesi imzalandı.
John Lennon, bir filmde yer aldı
The Beatles, dönemin popüler müzik gruplarından birisi haline gelmişken John Lennon, The Rolling Stones Rock And Roll Circus filminde Keith Richards, Eric Clapton ve Mitch Mitchell gibi isimlerle rol alma şansını yakaladı.
Ringo Starr inanılmaz bir davul performansı sergiliyordu
The Beatles grubunun EMI ile yaptığı antlaşma sonrasında, kayıtların notalarına bakıldığında Ringo Starr’ın ortaya çıkardığı efsanevi performanslar görülüyor. Ringo Starr, oldukça fazla baskı altında olmasına rağmen efsanevi performanslar göstermeyi başarabiliyordu. Ringo Starr, stüdyoda adeta bir zirveyi temsil ediyordu.
The Beatles’in tarzını başlangıçta kimse anlayamadı
1960’ların başlarında, The Beatles üyeleri sahnede takım elbiseler giyiyordu. Bununla birlikte röportajlarda ise neşeli hareketleri ve beyaz stilleriyle biliniyorlardı. Ama Liverpool ve Hamburg’daki çeşitli mekanlarda sahne alan grup, çok daha farklı bir görünüme sahipti. O dönemler kot pantolon, kovboy çizmeleri ve deri ceketler giyerek rock and roll’u yaşatmaya çalışan grup, sahnedeyken yemek yemeyi oldukça seviyordu.
Kaynak
#1
05-09-2023 09:25